Dünya Savaşlarında İletişim ve Haberleşme

Haberleşme ve İletişim Yöntemleri

Savaşta iletişim savaşın kendisi kadar son derece önemlidir. Savaş alanında iletişime daha çok önem veren taraf savaşı istediği yönlere çekebilir. Çünkü;

  • Değişen koşullara çok daha hızlı tepki verebilir.
  • Daha az kaynakla ve güçle daha fazla olumlu şartlar yaratabilir.
  • Bir sonraki hamleyi çok daha önceden görebilir.

Bu sonuçlara ulaşabilmek için bir çok ordu aşağıdaki yöntemleri kullanmaya çalışmıştırlar.

“Kendini ve düşmanını iyi tanıyorsan zafer senin için asla tehlikede değildir. Gökyüzü ile yeryüzünü iyi biliyorsan senin için zafer asla tükenmez.”
Sun Tzu
Savaş Sanatı

Radyo

Radyo ilk kez I.Dünya Savaşı’ndan önce kullanılmıştı. Mors kodu gibi mesaj sistemleri üzerinden sunulan en büyük iyileştirme, sesli iletişim kullanımının sağladığı hız ve doğruluktu. Osilatörler, amplifikatörler ve elektron tüpü gibi radyo teknolojisindeki gelişmeler güvenilir sesli iletişimi mümkün kıldı. Birinci Dünya Savaşı sırasında, radyo yayınları genellikle kablolu telefon veya telgraf kullanmaktan daha az tercih edildi. Ancak radyo, ABD’nin I. Dünya Savaşı’na doğrudan katılımından önce denizde gerçekten bir dayanak buldu. Başkan Wilson’un 1914 icra emri, donanmanın radyo aracılığıyla gönderilen veya alınan uluslararası telgrafları sansürlenmesine izin verdi. Amerika’nın Marconi Kablosuz Şirketi de dahil olmak üzere birçok kişi sansür yasağına şiddetle karşı çıksa da, donanmanın savaş zamanı radyosuna katılımını başlattı. Cephe hatlarından gönderilenlerden daha yüksek güç sinyallerine sahip donanma radyo istasyonları, savaş zamanı haberleri denizdeki gemilere zamanında aktarabildi. Radyo savaş zamanı iletişim için çok değerli olduğunu bir çok yönüyle kanıtlamış oldu.

Dünya Savaşlarında İletişim ve Haberleşme

Telgraf

Telgraf iletişimi bir alıcının istasyona elektrik akımı göndermesiyle başlar. Gönderen, telgraf tuşuna basar. Alıcı istasyonda duyulabilir bir sesli darbe oluşturarak akımı keser bu şekilde iletişim başlar. Diğer uçtaki alıcı, mesajın kodunu çözmek için darbeleri anlamaya çalışır. Mors kodu, bir dizi açma-kapama, ışık veya tıklama ile mesaj gönderme sistemidir. Her harf benzersiz bir dizi kısa nokta ve daha uzun tire ile temsil edilir. Bir çizgi süresi bir noktanın uzunluğunun üç katıdır. Her kelime bir tire eşdeğeri sessizlik ile ayrılır. Vericinin tutarlı olması çok önemlidir çünkü mesaj tamamen yanlış okunabilir. Telgraf ses veya diğer verileri taşıyamaz. İletişim kurmak için darbelere dayanır. Telgrafın yaygın kullanımı, bir atlı binici ile mesajın haftalar sonra iletilmesi yerine, neredeyse anında telgraf istasyonları arasında bilgi aktarılmasına izin verdiği için hızla kabul edildi. 1866’da ilk kalıcı telgraf kablosu Atlas Okyanusu boyunca döşendi. Birinci Dünya Savaşı sırasında, savaş boyunca ordular elektrikli telgraflar kullandı. Telgraf makineleri hükümetlerin ve liderlerinin birlik hareketleri, savaş sonuçları ve diğer önemli konular hakkında anında bilgi almasını ve verilmesini sağladı.

Dünya Savaşlarında İletişim ve Haberleşme

Semafor

1792’deki Fransız Devrimi sırasında Claude Chappe semafor hat sistemini icat etti. Bu görsel sinyalleri ve dönen kürekleri kullanan bir iletişim yöntemiydi. Mesaj, kürekler sabit bir konumdayken okunan bir sistemdi. Bu sistem bir at ve biniciden çok daha hızlı olduğunu gösterdi. Ayrıca bir kez inşa edildiğinde mesaj göndermenin çok daha düşük maliyetli bir yolu olduğu kanıtlandı. 1792’de Chappe, Fransa çapında 556 semafor kulesi inşa ederek 3000 metre kare alana iletişim yolu açtı. Bu iletişim yöntemi Fransız ordusu tarafından savaşlarda kullanılmıştır.

Dünya Savaşlarında İletişim ve Haberleşme

Taşıyıcı Güvercin

Radyonun ortaya çıkmasından önce, taşıyıcı güvercinler savaş alanında hareket eden bir gücün sabit bir merkezle iletişim kurması için bir araç olarak sıklıkla kullanılıyordu. İlk defa MÖ 6. yüzyılda , Pers kralı Cyrus , imparatorluğunun çeşitli bölümleriyle iletişim kurmak için taşıyıcı güvercinler kullanmıştı. Hedef arama yetenekleri, hızları ve çıkabildikleri yükseklik nedeniyle genellikle askeri elçiler olarak kullanıldılar.

Dünya Savaşlarında İletişim ve Haberleşme

Sinyal Lambaları

Bir sinyal lambası tipik olarak Mors kodu kullanan optik iletişim için görsel bir sinyal kaynağıdır. Modern sinyal lambaları, ışık darbesi üretebilen odaklanmış lambalardır. Büyük versiyonlarda bu darbe, manuel olarak çalıştırılan bir basınç şalteri veya daha sonraki versiyonlarda otomatik olarak lambanın önüne monte edilen panjurların açılması ve kapatılmasıyla elde edilir. Elde taşınan lambalarda, ışığı bir darbeye odaklamak için bir tetikleyici tarafından içbükey bir ayna eğilir. Lambalar genellikle bir tür optik görüş ile donatılmıştır ve en çok deniz gemilerinde ve havaalanı kontrol kulelerinde (durma veya hareket etme için renk sinyalleri kullanılır) kullanılmıştır. Manuel sinyallemede, bir sinyal alıcı ışığı alıcı gemiye yöneltir ve Mors kodundaki metin mesajlarını hecelemek için ışık flaşları yaymak için kepenk lambanın üzerine açılıp kapanır. Alıcı gemide, bir sinyal adamı genellikle dürbünle yanıp sönen ışığı gözlemler ve kodu metne çevirir. Amerika’nın Hint Savaşları gibi karasal kampanyalarında orduya mesaj göndermek için kullanıldı. ABD Ordusunun tüm ülkede katıldığı Geronimo kampanyası sırasında sabit bir altyapı olmadan uzun mesafeli iletişim için kullanıldı. Ekipmanın kolay taşınabilir ve düşük güç tüketim yönü ile onu askeri iletişim için ideal bir araç haline getirmiştir. İletişiminin birçok faydasına rağmen, faaliyet gösterdiği arazi ve hava şartları ile çok sınırlıdır.

Dünya Savaşlarında İletişim ve Haberleşme

Arazi Telefonu

Arazi telefonları, telgraf ve sinyal lambalarına alternatif olarak savaş meydanlarında kullanılmaya başlanmıştı. Telefonun icat edilmesinden kısa bir süre sonra, teknolojiyi askeri kullanıma uyarlamak için girişimlerde bulunuldu. Telefonlar, 1870’lerin sonunda ve 1880’lerin başında İngilizlerin Hindistan’daki ve Afrika’daki İngiliz kolonilerindeki askeri kampanyaları desteklemek için zaten kullanılıyordu. Sahada kullanılan ilk telefon 1889’da Amerika Birleşik Devletleri’nde geliştirildi, ancak seri üretim için çok pahalıydı. Saha telefonları noktadan noktaya veya bir santral üzerinden çalışıyordu. Hafif zil telinden kilometre başına 8,5 kilogram tel harcanıyordu. Tek bir santral ile yaklaşık 8,0 kilometrekare konuşma mesafesine sahip olunuyordu. Birden çok çeşidi arazi koşullarına göre savaş meydanlarında kullanıldı.

Dünya Savaşlarında İletişim ve Haberleşme

Şifreli İletişim

Savaş sırasında açıkça haberleşmeden zarar gören devletler, bunun önüne geçebilmek için şifreli iletişim kanalları oluşturmaya çalıştı.

Enigma

Savaş sırasında, iletişimin kilit yönlerinden biri, ordu içinde ve müttefiklerin içinde mesajların gizlilik ve güvenlik içinde iletilebilmesidir. Günümüzde, mevcut yüksek teknoloji ürünü dijital şifreleme sistemleri ile bu oldukça kolaydır. Ancak, II. Dünya Savaşı sırasında mesajlaşmaların gizliliği zorunluluğu müttefiklerin ve düşmanların kendi şifreli iletişim biçimlerini geliştirmeye zorladı. Kullanılan yöntemler çok sayıdaydı. Bunlar, casus yerleştirme ve eğitimli taşıyıcı güvercinler gibi geleneksel uygulamalardı ve daha yeni elektronik şifreleme sistemlerini de içeriyordu. İşte bu eletronik şifreleme makinesi ile Almanlar tamamen çözülemez bir iletişim şekli geliştirdiklerini düşündüler.

Dünya Savaşlarında İletişim ve Haberleşme

Alman makinesi Enigma olarak biliniyordu. Yüksek oranda şifrelenmiş metin mesajları üretebilen bir daktiloyu andırıyordu. Enigma’yı kullanmak için, operatör önce metni yazar ,ardından birkaç tekerleği çevirerek mesajı makinenin içinden geçirirdi. Alıcı uçta, diğer operatörün mesajı çözmek için makinelerini aynı tekerlek ile ayarlardı. Kod kitapları, ileti alırken doğru şifre çözme anahtarını girebilmeleri için ileti operatörlerine dağıtılırdı. Başlangıçta Alman ordusu enigmanın bariz potansiyelini görmeden önce onu ticari amaçlar için icat edip kullandı. Teorik olarak, eğer Almanlar güçlü standart operasyon prosedürlerine bağlı kalsaydı kodlarının gerçekten deşifre edilmesi neredeyse imkansız olurdu. Ancak, nihayetinde Müttefiklerin kodların şifresini çözmesine yardımcı olan o zayıf duruma gelmelerine ortam hazırladılar. Alman birlikleri hızlı ve amansız bir şekilde saldırırken, Müttefiklerin istihbaratlarını kesmesi ve şifresini çözmesi hayati önem kazandı. 1932’nin sonunda, Polonya’daki Şifreleme Bürosu bir Enigma makinesi aldı. Kod kırma teknikleri geliştirmek için bilgilerini İngiliz ve Fransızlarla paylaştılar. Bu amaca yönelik özel bir çaba yaratmak için, İngiliz hükümeti Buckinghamshire’ın Bletchley Park’ında bulunan Code and Cipher School’u kurdu. Oraya matematik, mantık ve problem çözme uzmanlarını getirdiler. Bu yeni elemanlar, daha büyük ve daha hızlı bir ölçekte şifre çözme üretmek için elektronik makinelerin prototiplerini (bilgisayarlarla karşılaştırılabilir) oluşturmak için birlikte çalıştılar. Bunu son derece gizli tuttular, böylece Alman kuvvetlerine bilgi sızması engellenmeye çalışıldı. Nazi Almanyası bu sırada Enigmayı ordu ve gizli servislerde kullanmaya devam ederken şifreleme kodlarının tamamen güvenli olduğunu düşünmekteydi ancak ilk günlerde birkaç şifre çoktan kırılmıştı. 1941’de yeni şifreler Almanya’nın Yunanistan’ı istila etme planları hakkında istihbarat verdi. Kısa bir süre sonra, Bletchley’deki uzmanlar İtalyan donanmasına ilişkin gizli istihbaratın şifresini çözdüler ve Cape Matapan Savaşı  Müttefiklerinin zaferiyle sonuçlandı. Daha sonra, ele geçirilen ve kodu çözülen diğer mesajlar, Müttefik birliklerinin önemli bir avantaj elde etmesine yardımcı oldu. Savaştan sonra bile, bu kodlanmış iletişim makineleri ve teknikleri, özellikle bilgisayar bilimi ve elektronik iletişim alanında bir dizi başka alanı büyük ölçüde etkiledi.

Purple

Japonlar, Almanya’dan bir Enigma makinesi almışlar ve aynı prensibi mesajlarını kodlamak için kullanmaya karar vermişlerdi. Sonuç olarak, Japon diplomatlarının II. Dünya Savaşı’nda kullandığı cihaz purpledır. Purple, klavye tuşlarına basılarak çalıştırılan rotorları kullanmak yerine elektromekanik “adım anahtarları” kullanıyordu. Purple, mandal mekanizması yoluyla hareket eden bir elektromıknatıs ve dönen kontakların elektrikli temas noktalarının üzerinden geçmesiyle çalışıyordu.Tüm makine, farklı bir şekilde inşa edilmiş olmalarına rağmen, her iki tarafta elektrikli daktilo bulunan dört rotorlu Enigma’ya eşdeğer hatta çözülmesi zor bir makineydi. Amerikalı analistler on sekiz ay boyunca bu zor Japon diplomatik kodu ile mücadele etti.

Dünya Savaşlarında İletişim ve Haberleşme

Fialkas

Fialka, Soğuk Savaş dönemi Sovyet şifreleme makinesidir. Cihaz adım atmayı kontrol etmek için her biri 30 kontak ile birlikte mekanik pimlerle birlikte 10 rotor kullanır. Ayrıca delikli bir kart mekanizmasından da yararlanır. Makine ile ilgili bilgiler 2005 yılına kadar oldukça azdı çünkü cihaz gizli tutulmuştu. Ayrıca, Fialka Rusçada “menekşe” demektir.

Dünya Savaşlarında İletişim ve Haberleşme

Lacida

LCD olarak da adlandırılan Lacida, bir Polonya rotor şifreleme makinesiydi. İkinci Dünya Savaşı’ndan önce Polonya’nın Cipher Bürosu tarafından Polonyalı askeri yüksek komutaların olası savaş zamanı kullanımı için tasarlanmış ve üretilmiştir.

Dünya Savaşlarında İletişim ve Haberleşme

SIGSALY

SIGSALY, beyaz ses dalgaları tarafından kodlanmış sesli görüşmeleri şifrelemek için rastgele bir gürültü maskesi üreten makinedir. İkinci görevi ise hem fazla ses miktarını en aza indirmek hem de şifrelenecek bilgi miktarını azaltmak için kullanıldı.

Dünya Savaşlarında İletişim ve Haberleşme

Bonus:

Yorum yapma özelliği, forum tarafından gelen istek sebebiyle kapatılmıştır. Lütfen tartışmalar ve sorularınız için topluluk forumumuza katılın.